1. İnsanlarla iletişime geçin.
Avrupa'nın bir çok şehri güvenli ve de turistlere karşı oldukça anlayışlı. Bu yüzden Türkiye gibi 2 kere düşünmeyip, hiç çekinmeden insanlarla konuşabilirsiniz. Demiyorum ki durup dururken bilmediğiniz bir arka mahalleye gidip yabancı biriyle oturup sohbet etmeye başlayın. Örneğin kaldığınız otelin resepsiyonunda karşılaşabileceğiniz birileri olacaktır. Otel değil de hostel vb. bir yerde kalıyorsanız zaten yaşadınız. Çekinmeden tanışıp niçin bu şehirde bulunduğunuzu anlatıp akşam/gece ne yaptıklarını veya yarın nereye gideceklerini, mümkünse onlara katılıp katılamayacağınızı, an azından tavsiyelerini sorabilirsiniz. Türkiye'de, bir nevi "salça olmak" olarak tabir edilebilen bu durum, Avrupa'da -kibarlıktan ödün vermeyip güzel bir muhabbet ile- siz sormadan sizi davet etmeleri ile sonuçlanabilir.
Yok Gezenti, ben yüz yüze tanışmaktan hoşlanmam, yapamam diyorsanız eğer, bunun içi bazı uygulamalar ve websiteleri var. Bunlardan ilk aklıma gelen Couchsurfing. Daha sonra hakkında detaylı bir yazı yazacağım fakat bu site sayesinde kalacak yer ayarlayabilmenizin yanı sıra, gideceğiniz ya da bulunduğunuz şehirdeki aktiviteleri öğrenebilir, civarlardaki üyeler ile iletişime geçebilirsiniz. Unutmayın yalnız değilsiniz, emin olun sizin gibi düşünen başkaları da her zaman var.
2. Tur ya da seyahat acentası ile gitmeyin, kendi seyahatinizi kendiniz planlayın!
Başlığımızda da belirttiğimiz üzere farklı yerler görerek, eğlenerek gezmek üzerine konuşuyoruz. Eğer gittiğiniz şehrin sadece müzelerini, heykellerini, anıtlarını görmek istiyorsanız ya da vaktiniz yoksa evet bu yazımı bırakıp tur acentalarını incelemeye başlayabilirsiniz.
Ama yok Gezenti Adam ben ya da biz şu xx şehrine gideceğiz, hem yiyip içip gezeceğiz, hem de eğleneceğiz, üstüne belki de gece hayatını yaşayacağız, kısacası senin gibi şehrin gerçek tadına bakacağız diyorsanız, işte o zaman yaklaşın yamacıma.
3. Yerel Reklamlar ve Dergiler
Bir şehri keşfederken, o şehrin özellikle de turistik yerlerini çoktan ziyaret etmiş iseniz yada benim gibi fazla müze gezmekten hoşlanmayan bunun yerine şehrin kalbine inmek isteyen biriyseniz, muhtemelen "hmm şimdi ne yapacağız?" diyerek kendinizi bataklığa saplanmış hissedebilirsiniz. Hatta hava karardığı an, otel odanıza dönüp bilgisayarınıza gömülerek, hafif yorgunlukla birlikte erkenden yatma kararı alabilirsiniz. Yapmayın!
Hiç mi yapacak edecek bir şey bulamadınız? İşte burada da imdadımıza öncelikle Facebook olmak üzere sosyal medya yetişiyor. Bulunduğuz şehirde bir ton expat grubu vardır. Örneğin London Expats yazarak bir çok bilgiye ve topluluğa ulaşabilirsiniz. Bu topluluklar üzerinden ise aktivitelere, atraksiyonalara hatta yeni arkadaşlıklara erişebilirsiniz. O da olmadı, sosyal medyayla da pek haşır neşir değilim derseniz sokaklarda yürürken reklam afişlerini bari es geçmeyin. Tam da bulunduğunuz güne dair bir festival, parti ya da ilginç herhangi bir şeye denk gelebilirsiniz.
Bir de, bir çok Avrupa şehrinin ücretsiz dağıtılan bazen haftalık -genellikle aylık- dergileri oluyor. Muhtemelen turistik alanlarda bulunan mekanlar ya da bilgilendirme ofislerinden (information office) bu ücretsiz dergileri edinebilirsiniz. Bu dergiler daha çok kültürel aktiviteler ve şehrin geçmişine yoğunlaşsa da bir çok diğer aktivite, parti, eğlence, festival vb. gibi bilgileri de içeriyor. Nasıl okuyacağız diyenler olmuştur elbet? Roma, Viyana gibi büyük ve gelişmiş başkentlerde Türkçe versiyonlarını dahi bulabilirsiniz. Ama genellikle İngilizce oluyor tabi.
4. Toplu Taşıma Kullanımı ve Şehri Gözlemlemek
Bilemiyorum siz ne kadar seviyorsunuz ama ben gittiğim ülke ve şehirlerdeki insanları gözlemlemeye bayılıyorum. Tabi şimdi ben böyle dedim diye aklınıza soldaki resim gibi bir şey gelmesin sakın. Resimdeki gözlemlemek değil, baya "senin... hrr" bakışı.
Ben daha çok sağdaki şekilde, sıcakkanlı ve samimi bakışlar atıyorum. Belki de, bu nedenle bugüne kadar bir çok insan ile tanışma fırsatı yakaladım.
Neyse ne diyorduk, işte bir şehrin toplu taşımasını kullanarak o şehrin içinde yaşayanların nasıl olduklarını, birbirlerine benzeyip benzemediklerini, sakin insanlar mı yoksa hareketli insanlar mı olduklarını (Roma'da metro konser alanı gibiyken, Viyana'da çıt çıkmıyor) kısacası şehrin ve insanlarının hareketli bir şehir mi yoksa sakin bir şehir mi olduğunu dahi rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Bunları anlatıyorum çünkü amacımız şehrin gerçek tadına bakarak eğlenerek gezmek. Sadece turistik alanlarda takılırsanız eğer, etrafınız yalnızca sizin gibi turistler, yerli çalışanlar ve sizi potansiyel alıcı olarak gören satıcılardan ibaret olacak.
Partilemeye çıkıyorsanız, yine toplu taşıma ve metrodaki kızlı-erkekli kalabalık genç grupları takip edip, şanslıysanız sizde onlarla birlikte güzel bir mekanda soluğu alabilirsiniz. Ben şanslıydım.
Ayrıca yolculuklar sırasında şehrin hiç görmediğiniz noktalarını görebilir, ilginç binalara ve olaylara da rastlayabilirsiniz.
5. Yürüyerek dolaşın, kaybolmaktan korkmayın!
Bir önceki madde de Toplu Taşımayı övdük ama yürümeyin demedik. Yürümenin sağlık açısından yararlarına hiç girmeyeceğim şimdi. Ama yürümenin özellikle de kafanıza göre yürümenin katkıları da yadırganamaz. Şehrin turistik noktalarında, muhtemelen yine her köşede orada burada toplu turist gruplarına denk geleceksiniz. İşte oraları çoktan gördüyseniz, sıra kaybolmakta. Onların gittiği yerlerden gitmeyin, geçtiğiniz yerlerden geçmeyin. Onlar sola dönüyorsa, siz sağa dönün, gerekirse Şener Şen - Body Ekrem olun yahu :)
Hababam Sınıfı'nın efsane bir sahnesi anlatmak istediklerimi harika bir şekilde, gülümseterek özetliyor. Biz Ekrem Hoca olalım, yalnız kalalım ama kalabalık tur gurubunun sonu Mahmut Hoca. 2. Madde de bahsettiğim gibi, tur ile giderseniz eğer Mahmut Hoca yakalar, en eğlenceli şeylerden biri olan, kaybolmak yok :)
Yukarıda bahsetmiş olduğum maddeler sayesinde bir çok seyahatimi beklediğimden daha güzel geçirdim. Özellikle yalnız gerçekleştirdiğim seyahatlerimde ki burada aklıma öncelikle Roma ve Napoli seyahatim geliyor, harika zaman geçirerek inanılmaz tecrübeler edindim.
Bu maddelere ara ara eklemeler yapacağım. Sormak istedikleriniz varsa, aşağıdaki yorum bölümünden ulaşabilirsiniz. Adios!
20 Madde ile Seyahate Çıkmadan Önce Yapılması Gerekenler