Gezenti Adam ve Hayat - Gezenti Adam - Gezmek Yaşamaktır | Gezi Tatil Seyahat Yaşam

Çarşamba, Mayıs 24, 2017

Gezenti Adam ve Hayat


Merhaba Gezenti Adam Ailesi,

Uzun süredir sizlerle olamadığımın farkındayım. Fakat e-posta veya Facebook yolu ile sorular soran ya da sadece "Gez bakalım Gezentiii" vb. mesajlar ileten değerli takipçileri bile olabildiğince cevapsız bırakmadım :) İnstagram hesabımda da paylaşımlarıma aralıksız devam ettim, hepsi bana ait, içerisinde küçük renkli detaylar barındıran fotoğraflar, takip etmenizi öneririm.

Bu yazım, gezi yazısından ziyade, içimi dökeceğim, yurtdışına dair bazı tecrübelerimi paylaşacağım ve hafifte felsefe yapacağım bir yazı olacak. "Blog benim değil mi kardeşim? İstediğimi yazarım!" :))) 

(Müziği beğenmediyseniz aşağıdan durdurabilirsiniz.)



Başlayalım o zaman: Nerede miydim? Bedenen İsveç ve Türkiye'deydim. Şu anda ise İsveç'teyim. Açıkcası çok zorlu bir süreçten geçiyordum. Bu hususta ailemin desteğini almamın büyük faydasını göreceğimden emin olarak bir Türkiye ziyareti yaptım. İyi ki de yapmışım. Merak etmeyin çok şükür ki herhangi bir sağlık problemi vb. söz konusu değil. Konu daha çok hayat, hayattan beklediklerimiz ve bize getirdikleri ile alakalıydı. Aslında daha çok hayatımın ne yöne gittiğini sorguluyordum diyebiliriz. "Bunu bu yaşta daha yeni mi düşünüyorsun yahu?" diyenler olabilir. Hayır, daha öncelerde de buna benzer dönemler yaşadım ama bu seferki bir başkaydı.

Peki bu noktaya nasıl geldim? Açık konuşmak gerekirse öncelikle İsveç'te beklediğim (ya da istediğim demeliyim) düzeni bir türlü kuramadım. Bundan öncesinde de Avusturya'da aynı şartlarda yaşamama rağmen orada çok daha mutluydum. "Keşke" kelimesini ve onu kullanmayı hiç sevmem ama şu anda yenmeye çalıştığım bazı keşkelerim var ne yazık ki.

Diğer taraftan, evet İsveç'te de hayat güzel, hala arada bir Gezentilik yapmaya da devam ediyorum (fırsat bulup da yazıp derleyemediğim gezi yazılarım var) ama hayatımda bir şeyler inşa edebilmek adına, özellikle şu son aylarda oldukça eksik kaldığımı farkettim. İşte bu aylar boyunca, gerek depresyona girerek, gerek enerjimi ve vaktimi boşa harcayarak, oradan oraya savrularak, bunun çözümünü aramaya çalıştım. Aynı zamanda hayattan sürpriz sağ ve sol kroşeler de yedim. Neticede nakavt olmadım hatta daha güçlü bir şekilde geri döndüğüme inanıyorum. Ama bu süreçte de blogu ve başka bir takım şeyleri daha neredeyse tamamen boşladım.

Bazen hayat öyle bir geliyor ki, belki de sizi bir yöne çekmek istiyor ve siz direniyorsunuz. Çünkü direndiğiniz şeyin doğru olduğuna hatta direndiğiniz şeyin aslında hayatın sizi sürüklediği şey olduğuna kendinizi inandırıyorsunuz. Bir de, o yolda ilerlerseniz mutlu olacağınız bir nokta var. İşte benim problemim de buymuş. Bu süreçte, hala doğru kararı verememiş olmama rağmen, hayatı biraz daha akışına bırakabilmeyi ve küçük şeylerle de mutlu olabilmenin ne kadar da önemli olduğunu çok iyi bir şekilde öğrendim.

Evet para, modern dünyada hayatımızı sürdürebilmek ya da beklentilerimizi karşılayabilmek açısından çok önemli ama sevdiklerimiz, gerçekten sevdiklerimiz yanımızda olmadıktan sonra paranın ne önemi var? Olayı sağlık boyutuna taşıyıp, bu tezimi bir tık daha ileriye götürebilirim ama gerek duymuyorum.

Bunun yanı sıra, hayattaki en büyük ideallerinden biri olabildiğince tüm dünyayı gezip görmek olan bendeniz Gezenti Adam, yeni ülkelerde, yeni bir hayata, yeni işlerle sabit olarak çakılı kalarak hayatımı yeniden kurmaya çalıştım/çalışıyorum. Bunu da hala tam olarak başaramadım. Ama aslında ben, yukarıda yazdığım "hayatın bizi çekmek istediği nokta, bazen buna direnmek istememiz ve asıl mutlu olacağım yol" konusunda, ne yapacağım noktasında takıldım kaldım diyebilirim.

Benim gibi zor zamanlar geçirenlere ya da bu tarz düşüncelere kapılanlara tavsiyem şudur: Sizi mutlu eden şeylere odaklanın. Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenin. Hayatın yalnızca iş, para ve maddi birikimden ibaret olmadığını idrak edin. Ailenizin ve sevdiklerinizin kıymetini bilin, idealleriniz varsa (benimki yurtdışında yaşamak ve olabildiğince dünyayı gezebilmek) ideallerinizin peşinde koşun. Yoksa eğer, onu bulun. Herkesin uğruna yaşamak isteyeceği, kendisini mutlu edecek bir şeyleri vardır.

Unutmayın; hayata bir defa geliyoruz ve ne yazık ki ikinci bir şansımız yok! Zaman tükenen bir şey, ama bugün bile hayatınızdaki bir şeyleri olumlu yönde değiştirmeye başlayabiliyorsanız eğer, emin olun ki hala hiç bir şey için çok geç değil!

Yakın zamanda, birikmiş gezi yazılarımı ve bazı röportajları paylaşarak eski düzenime geri dönüyorum.

Sevgiyle kalın!
Gezenti Adam

ABONE OLUN

INSTAGRAM

Yazarın Mesajı


2015 ve 2016 yılı boyunca 4 ayrı ülkede yaşama fırsatı buldum. 2017 yılı sonunda ise; taşınmaktan bıkmış bir şekilde, biraz olsun durulmaya karar vermiş iken (arada gerçekleşen şehir değişikliklerini ve turistik gezileri saymıyorum) önümüze çıkan fırsatı elimizin tersiyle itemeyip, beşinci ülkeye de taşındık. 2018 yılı, hayatın başka sürprizleri ile doluydu. 2019 ve 2020'den beklentilerimiz çok daha büyüktü...


Türkiye -> Macaristan 2015-16 -> Avusturya 2016 -> İsveç 2016-17 -> İngiltere 2017-21