İngiltere'de Yaşam - Londra - Gezenti Adam - Gezmek Yaşamaktır | Gezi Tatil Seyahat Yaşam

Cumartesi, Ocak 25, 2020

İngiltere'de Yaşam - Londra

Sonunda İngiltere'de 2. yılımı bitirdim. Bu süre içerisinde Londra'da çalışıp yaşamama rağmen, bir kaç ülke ve onlarca şehri daha ziyaret edebildim. Hayatın akışına kapıldığımdan, blogumu ve sizleri birazcık ihmal etmek zorunda kaldım. Sanıyorum artık bir Gezenti Adam klasiği olan yaşam değerlendirmeme, Londra merkezli olarak, İngiltere için başlayabilirim.
London Londra UK İngiltere

İklim ve Doğa

Soğuklardan başlayalım derim. Efendim, İsveç'ten sonra, Londra gayet ılıman bir şehir. Hatta bir Ankara'lı olarak, Londra'nın kışlarının Ankara'dan bile çok daha yumuşak geçtiğini belirtmek istiyorum. Evet, burada da soğuk oluyor mu? gayet oluyor ama 0 (sıfır) derecenin altına pek düşmüyor, hatta özellikle son senelerde pek kar bile yağmıyor.

Yaz aylarına da kendimce bir değerlendirme yapmak istiyorum. Ben sıcak hava seven bir insanım. Hani sorarlar ya; eğer seçmen gerekirse, soğuk havaları mı yoksa sıcak havaları mı tercih edersin diye, ben direk elimde sıcak çayım, sweatshirt ve hoodiem ile gelir, konuşmadan cevabımı veririm. 

Neyse lafa dalmışız :) Açıkcası, Londra'da da benim istediğim sıcaklıkları elde edemiyoruz. Evet, Londra yazları ayrı bir güzel, yapılabilecek aktivitelerin, gidilebilecek festivallerin, konserlerin, sanat etkinliklerinin vb. haddi hesabı yok. Ben bunlarla ilgilenmiyorum kardeşim dediğiniz anda, en azından 3 adımda bir yer alan muhteşem parkların birine gidip ya da bahçeli güzel bir puba oturup keyifle biranızı, şarabınızı ya da ne istiyorsanız onu keyifle içebilirsiniz. O zaman sıradaki parça, aman aşağıdaki parça şarapçılara gelsin :)

Gelelim o herkesin kafasında oluşmuş en büyük klişelerden birisine. Tam olarak bir klişe değil aslında, gerçeklik payı da var elbet. Anladınız siz onu, Türk veya yabancı farketmeksizin, "Londra hep yağmurlu oh yea" diye gezen o gizli tarikattan bahsediyorum.
Rainy London Yağmurlu Londra

Biraz haklılar ama iş tam anlamıyla öyle değil. Evet yağmur yağıyor ama diğer Avrupa şehirlerine kıyasla belki de ortalamanın bir iki tık üstünde diyebilirim. 

Nereden biliyorsun bunları Gezenti, boş yapma dediğinizi duyar gibiyim. Demiyorsanız da öyle algıladığımdan, üşenmeyip araştırdım ve istatistiklerle geldim. Gezenti olduğum kadar araştırmacıyımda.
European cities annual average rainfall and snowfall
Görmüş olduğunuz üzere, Londra yılın yalnızca 109 günü yağışlı olabiliyor ve ortalama 557 mm yağış düşüyor. Fakat gurbetçilerimizin yoğun bir şekilde yaşadığı Münih bile ortalama bir yılın 129 günü yağışlı ve 967 mm yağış alıyor. İstanbul ise 84 gün ve 805 mm ile yarışmadan pek geri kalmıyor.

Bu güzide blogu, hava durumu sitesine çevirip, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından basılmadan bu konuyu burada noktalıyorum. Londra yağışlı ama normal bir Avrupa şehrinden fersah fersah farklı değil :)

Son olarak ülkenin çok fazla yeşil alana sahip olmasına değinmek istiyorum. Yeşil alanlar öyle güzel saklanmış ki, belkide dünyanın başkentlerinden sayılabilecek bu koca metropol, şehrin ortasında bile bir çok güzel hayvana ev sahipliği yapıyor.

London Squirrels - Londra Sincap



Mesela, bu sevimli sincapları, şehrin ortasındaki büyük küçük farketmeksizin bütün parklarda görebiliyorsunuz ve çoğu gayet canayakın. Canayakın derken elinizde atıştırmalık bir şeyler olması gerekiyor. Maalesef ki rüşvetçilik Londra'da da yerini buluyor. :)

London Foxes - Londra Tilkileri

Bir de, geceleri ortalıkta gezen tilkiler var. Evet bildiğiniz tilki. Bugüne kadar, özellikle de şehir merkezine çok yakın yaşamama rağmen (zone 2) belki de 5-6 kere denk geldim. Ama size hiç bir zararları yok, muhtemelen yiyecek bir şeyler arıyor, insanlardan uzak duruyor ve sizi farkettiklerinde olabildiğince hızlı bir şekilde ortadan kayboluyorlar.


İngilizler - Günlük Yaşam

Anglo-Saxon kökeninden gelen bu ırkın orjinal insanları, beyaz tenlidir. Gözlemlediğim kadarıyla erkeklerde boy ortalaması oldukça yüksek, kızlarda ise ortalamadır. Gerçek kızıl diyebileceğimiz insan tipleri de İngiliz insan tiplerine dahildir ve bolca bulunmaktadır.

Soğuğa baya baya alışkın olup, ince giyinip gezebiliyorlar. Özellikle kadınlar, geceleri soğuk sıcak demeden kısa short veya mini ile hiç üşümeden gezebiliyorlar. Erkeklerde de, kışın ortasında short-tshirt ile gezen tipleri bol bol gözlemliyor, gördükçe üşüyorum...

Yukarıda yazdıklarım dışında, esmer, kısa boylu vb. bu topraklara görünüş açısından ait olmayan fakat yine de British olan, çok büyük bir kesim de mevcuttur. Bu da Birleşik Krallığın, özellikle de Londra'nın kozmopolit yapısından kaynaklanıyor. O kadar kozmopolit ki, Londra'da tam anlamıyla bir İngiliz bulabilmek gerçekten çok ama çok zor. Wikipedia'ya göre Londra'daki beyaz İngiliz oranı yalnızca %44. Her milletten insan bulabileceğiniz bu şehirde Özellikle çok fazla Hintli ve Pakistanlı var. Hindistan'ın eski bir İngiliz sömürgesi olduğunu eklemek gerek. Bu Hintlilerin büyük bir kısmı kuşaklar öncesinden geldiği için gayet British English konuşuyor ve bir İngiliz gibi yaşıyorlar. Diğer taraftan özellikle Karayiplerden gelen kesim zencileri kapsıyor. Avrupalılara bakar isek; yine her ülkeden insanın burada yaşadığını tekrar belirteyim fakat çok fazla Polonyalı'nın özellikle inşaat sektöründe çok daha iyi kazandıkları için burada yaşamakta olduğunu söyleyebilirim. Türklerin sayısı da oldukça fazla, Türk bölgelerine ve kültürüne de değineceğim.

İngilizler hatta ben de dahil olmak üzere Londra ahalisi diyeyim; Cuma ve/veya Cumartesi günleri genç yaşlı demeden evlerinde veya publarda bol bol içerler. Herhangi bir gün, iş çıkışında iş arkadaşlarıyla her köşede bulabileceğiniz bir puba girip bir bira içip, öyle eve gitmek çok yaygındır. Biraz absürt olacaka ama bu pub kültürünü bizim kahve kültürünün çok daha gelişmişi ve çok daha moderni olarak düşünebilirsiniz.

London Pubs - Londra Pubları

Bazı publarda yemeklerde çok güzel olabiliyor. Bu publar barlar gibi sadece akşam takılmaktan da ziyade örneğin haftasonları, özellikle de Pazar günleri, iyi bir kahvaltı/brunch menüsü olan publarda yer bulmak için beklemeniz gerekiyor. Bir çoğunun aile bölümü dahi oluyor, çünkü özellikle aileler, kahvaltı ve öğle yemeği için, başka bir aileyle beraber çoluk çocuk hep beraber bir puba gitmeyi gerçekten çok seviyorlar.
London Fish and Chips


Yemeklere değinmişken aklıma ilk gelen "fish and chips" kültürü. Evet, "kızarmış balık ve patates cipsi" . Bizim döner kebap kültürü kadar yaygın olmasa da, o tarzda kendine yer bulabilmiş bir sistem. Londra merkezi bir kenara bırakırsak, belkide her mahallenin, en az bir pubı ve en az bir fish ve chipscisi vardır.

London typical Fish and Chips Plate















İngilizler gündelik hayatta pek güler yüzlü değiller ama selam verip alabilirsiniz. Biraz da sizde bitiyor. Onun dışında arkadaş çevresi olarak gayet eğlenebileceğiniz tipler, özellikle publarda iş değişiyor :) Londra için konuşursak eğer, zaten şehrin yarısı da sizin gibi olacağı için, özellikle İngilizce biliyorsanız ve insanlara karşı saygılıysanız hiç bir yabancılık çekmezsiniz. 


İngiltere'de Bürokrasi, Bankalar ve Kağıt İşleri
İngiltere, bildiğiniz üzere kraliyet ailesine sahiptir. Buradan II.Elizabeth'e sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Fakat kraliyet ailesi yönetimde sembolik olarak rol alır. Çeşitli komplo teorileri var, fakat en azından yasalar ve işleyişe göre semboliklerdir. 
London Buckingham Palace - Londra Buckingham Sarayı





Halkın büyük bir kısmı, özellikle taşra kesimi kraliyet ailesini pek bir sever. Kraliyet ailesinin her yaptığı hareket, magazin dergileri ve gazetelerine büyük kaynak sağlar.

Gel gelelim bürokrasiye. Yaşadığım ülkeler arasında güvenlik konusunda çok katı olan bir ülke. Bu nedenle bir çok başvuru içeren işleminizi ya posta yoluyla ya da yüz yüze gerçekleştirmeniz gerekiyor. Online olarak sadece rezervasyon yapabiliyorsunuz ki o bile bir çok kurumda yaygın değil, genellikle telefon ile aramanız gerekiyor.

Bankacılık sistemi de güvenlik konusunda oldukça katı fakat teknoloji olarak gayet iyiler. Yeni taşındığınızda, ülkede pek bir kaydınız olmayacağı için, özellikle büyük bankalardan hesap açabilmeniz çok zor. Fakat online bankacılık pek bir yaygın ve yeni başlayanlar için en güzel ve açılabilecek en kolay banka hesabı, benim de ilk banka hesabım olan Monese olacaktır.

Bu konular ile alakalı olarak daha sonra detaylı bir İngiltere'ye ilk geliş yazısı yazmayı planlıyorum. Özellikle Ankara Anlaşması ile gelen veya gelmek isteyen çok fazla Türk var ve şu aralar bu oldukça popüler anlaşmanın bu yıl sonu biteceğine dair söylentiler dolaşıyor. Bu konulara da, araştırmalarım çerçevesinde değineceğim.

Ekonomi - Yaşam Masrafları - Aylık Giderler

İngiltere bilindiği üzere, "Pound Sterling" kullanmakta, biz bu para birimini daha çok "Sterlin" olarak anıyoruz. Sembolü "£" biraz AB para birimi olan €uro sembolü ile karıştırılıyor.

İngiltere ekonomisi oldukça güçlü bir ülke. Arap saçına dönen Brexit süreci nedeniyle oldukça yara aldı ama üreten bir ekonomiye sahip olduğu için, yara almış haliyle bile dünyanın bir çok ülkesine göre ekonomik ve politik olarak çok daha iyi bir konumda bulunuyor.

Her ülkede olduğu gibi ev fiyatları ve kira burada da en büyük problem ama özellikle Londra'da bu durum çılgınlık derecesinde diyebilirim. Ev bulabilmek zor değil ama her ev için başvuran çok fazla insan oluyor. Haliyle, ev sahipleri ve emlakçılar, geliri ve kredi geçmişi en iyi olanlara ev kiralamak istiyorlar. Rakamlar uçuk kaçık. Londra'da 1 bedroom olarak geçen, bizde 1+1 diyebileceğimiz bir ev bölgesine göre değişmekle beraber 1000 Sterlin'den aşağıya bulunamıyor. Tren hatlarına ve merkeze yakın olsun derseniz 1000 Sterlin'den daha ucuza stüdyo daire dahi bulamayacağınızı üzülerek belirteyim. Bu nedenle oda kiralamak çok yaygın, 500 Sterlin'den başlayan fiyatlarla bir yerler kiralamak mümkün.

Gel gelelim ortalama gelirlere. Birleşik Krallık minimum saatlik ücret, 25 yaş üstü bir yetişkin için an itibariyle 8.21 Pound olarak belirlenmiş. Nisan ayı sonrası 8.72 olacak.
Uk minimum hourly wage - Saatlik maaş ingiltere gelir
Gov.uk










İngiltere'de ücretler saatlik ya da yıllık olarak konuşulur. Bu nedenle net bir aylık minimum rakam mevcut değil, çünkü aylık ücretiniz çalıştığınız saate göre değişebiliyor. Fakat full-time bir işte (haftalık ortalama 40 saat) minimum ücretle çalıştığınızı düşünecek olursak, aylık kazancınız brüt olarak 1300 Pound olur diyebiliriz. Geliriniz arttıkça, ödeyeceğiniz vergide artar. Bu durumda, yukarıda bahsetmiş olduğum kira masraflarını düşündüğünüzde, tek başınıza bir odada yaşamaktan başka bir çareniz kalmıyor ne yazık ki. Tabi ben minimuma göre anlattım.

Diğer yandan, daha önceki İsveç yazılarımda da yapmış olduğum gibi, bu yazıyı yazarken ki anlık kuru da sizlerle paylaşmak istiyorum. İlerleyen süreçte, bakıp gülümseyebiliriz.
25 January 2020 Pound Sterling and Turkish Lira - GBP to TRY





Market giderleri bence, gelire göre gayet uygun. Tabiki de Türkiye'ye göre Pound, Türk lirası kıyası ile pahalı gelebilir ama birim hesabı yaptığımızda, İngiltere'nin gıda, giyim elektronik vb. genel tüketim konusunda İsveç'ten çok daha uygun olduğunu söyleyebilirim. 

Kişiden kişiye, beklenti ve gelirinize göre kesinlikle değişecektir fakat buraya gelecek olanlara yardımcı olması açısından kendime ait genel giderlerimi, yine İsveç paylaşımlarımda olduğu gibi aşağıda paylaşıyorum.

  • Kira: 1+1 , metroya ve markete 2 dakika, otobüs durakları mevcut gayet merkezi bir nokta, 2. bölg (zone2), binada bir daire, 1350 GBP
  • İnternet: Şu anda 50Mb hızında sınırsız internet için 16.80 GB ödüyorum, daha önce baska bir firmaya daha düşük bir hız için 18 ay boyunca 22 GBP ödedim.
  • Elektrik: İngiltere'de genellikle boiler denen sistem ile ev ve su ısınıyor, bizimki biraz farklı. Evin ısınma sistemleri tamamen elektrik ile çalışıyor, ısınma dahil aylık ortalama elektrik 50 GBP 
  • Su: Kiraya dahil
  • Mutfak masrafı: Kişi başı haftalık ortalama 75 GBP, 2 yetişkin + ara ara gelen bir misafir ya da bakıcı + 1 bebek için aylık 500-700 GBP ihtiyaca göre çok değişebiliyor, genellikle artıyor.
  • Cep Telefonu: 2 kişi için internet(4gb)-sınırsız konuşma ve sms paketi aylık toplam 20 GBP
  • Dışarda yeme-içme: Bu tamamen size kalmış. Biz ortalama haftada bir restaurantta ya da fast-food vb yerlerde yiyoruz. Ayrıca ben, genellikle haftada bir dışarı çıkıp bir şeyler içiyorum. Ofise gidip gelenler için günlük öğle yemeği harcaması olacaktır.
  • Ulaşım: Buda bölgeye ve ne kadar kullandığınıza göre değişiyor ama kiradan sonraki en pahalı giderlerden olduğunu söyleyebilirim, 150 GBP zone2
  • Diğer alışveriş: Mutfak masrafı dışında, kıyafet, ev araç gereçleri, banyo-bakım ürünleri, tuvalet-temizlik malzemeleri vb. alımı. Her ay kesinlikle bir şeyler çıkıyor. Bu da değişken ama bizim aylık 150 GBP civarı
  • Sürpriz giderler: Beklenmedik masraflarınızı hesaplamanız için bu kısmada bir şeyler ekleyin derim.
Londra'da bir çiftin ortalama bir şekilde yaşayabileceği minimum rakam, kiracı olduğunuzu varsayarak 2250 Pound civarıdır. Bu gider rakamının altına inebilmek için, merkeze uzak bölgelere bakmalı, sosyal yaşamınızdan ödün vermelisiniz. Ayrıca, merkezden uzaklaştıkça ulaşım ücretinizin artacağını da hesap etmelisiniz. Sadece ev-iş arası bir hayatım olacak, ben daha ucuza yaşayabilirim diyorsanız zaten Türkiye'ye dönmenizi ya da buraya gelmemenizi tavsiye ederim.

Sonuç - Birleşik Krallık, İngiltere, Londra Yaşam

İngiltere, yaşanabilecek bir ülke fakat kapitalizmi sonuna kadar hissedeceksiniz :) Gelirinize göre istediğiniz gibi yaşayabilir, istediğiniz şeyi bulabilirsiniz. Güzel yanı, minimum gelirle bile (bir odada yaşamanız gerektiğini anlık olarak unutalım) yaşam standartları açısından bir çok ülkeye göre çok daha iyi durumda olursunuz.

Kimler İngiltere'ye Taşınırsa Yandı?

İsveç Bahar Kutlamaları
  • Kapalı havayla arası iyi olmayanlar
  • Bir iş bulma ihtimali ya da en azından başlangıçta sürekli yardımcı olabilecek bir yakını olmayanlar
  • İngilizce bilmeyenler (en azından gelmeden kursa gitmenizde fayda var)
  • Irkçı olanlar (Özellikle Londra için, başınız çok ağrır sonra, diğer yüzlerce kültüre saygı duymalısınız)
  • Kadınlara ve çocuklara gerektiği değeri vermeyenler
Yukarıda yazdıklarıma rağmen buraya yerleşmek için gelenler, kendilerini değiştirmedikleri ya da geliştirmedikleri sürece, hayata adapte olma açısından çok büyük zorluklarla karşılaşabilirler, hatta geri dönmek zorunda kalabilirler.

Kimler Birleşik Krallık (UK) Gelirse Mutlu Olur?

İsveç Kamp Ateşi
  • Turistler ve Gezginler (Özellikle Londra, ölmeden önce bir defa olsun ziyaret edilmeli, medeniyet beşiği, tarih kokuyor)
  • Büyük bir firmadan sponsor bulup gelenler
  • İş alanı geniş olup, uzmanlık alanında gerçekten tecrübe sahibi Ankara Anlaşmalılar
  • İngilizce bilenler (bu olmazsa olmaz sanki, bu dünya dilini en azından bi orta seviye öğrenmek için çabalayın, lütfen)
  • Dışarda yağmur yağarken, pencere kenarında kahvesini yudumlayıp, önünde laptopu ile blog yazacak olan harika ötesi süper über avengers kişilikler (öhöm, Gezenti...)
  • En az 6 ay maddi manevi destek olacak, güvenilir bir yakını olanlar, özellikle başlangıçta konaklama desteği
  • Özgürce yaşamak isteyenler
  • Kendi olmak isteyenler...
Kısacası güzel bir başlangıç yapmak istiyorsanız, biraz hazırlanarak ve kendinizi geliştirerek gelmeniz gerekiyor. 

"Büyük hayaller kurun ama hayallerde yaşamayın" (şuanda ben yazdım bunu evet tüm hakları bana ait, ne güzel şeysin ilham:) diyerek bu yazımı da burada noktalıyorum.

ABONE OLUN

INSTAGRAM

Yazarın Mesajı


2015 ve 2016 yılı boyunca 4 ayrı ülkede yaşama fırsatı buldum. 2017 yılı sonunda ise; taşınmaktan bıkmış bir şekilde, biraz olsun durulmaya karar vermiş iken (arada gerçekleşen şehir değişikliklerini ve turistik gezileri saymıyorum) önümüze çıkan fırsatı elimizin tersiyle itemeyip, beşinci ülkeye de taşındık. 2018 yılı, hayatın başka sürprizleri ile doluydu. 2019 ve 2020'den beklentilerimiz çok daha büyüktü...


Türkiye -> Macaristan 2015-16 -> Avusturya 2016 -> İsveç 2016-17 -> İngiltere 2017-21